Beşiktaş, Mustafa Denizli ile ilk iki maçında çok "radikal" bir değişim sürecine girdi. Sistem baştan aşağı değişti. Oyun biçimi "cesur" olduğu kadar "facia" getirebilecek risklerle dolu. Buna "kumar oynamak" da diyebilirsiniz. Böyle bir değişimi Denizli gibi ne yaptığını bilen bir teknik adamdan başkası sahneye koyamazdı. Beşiktaş bugün Türkiye'nin üçlü defans ile oynayan tek takımı. Bitmedi... Şu anda Süper Lig'de üçlü forvet ile oynayan tek takım yine Beşiktaş. Bu kökten değişim iki maçta güzel görüntüler ile birlikte kadronun ne olduğunu bütün çıplaklığı ile ortaya çıkardı. Sonuç şu... Beşiktaş'ta yeni sisteme uyum sağlamakta zorluk çekmeyen futbolcular var. Kim onlar? Tello, Nobre, Delgado, Sivok. Sisteme uymak için kendini zorlayanlar da var; Cisse, Zapo, Bobo. Sistemin sıkıntıları ise büyük ölçüde Serdar Kurtuluş ve tüm iyi niyetine rağmen İbrahim Üzülmez. Elbette bu sezon hiçbir şey oynamayan Holosko'yu da ekleyelim. İbrahim Toraman ise vasatın altına düşmeyen tam bir görev adamı. O, "ne iş olursa yaparım" dünyasının oyuncusu. Sistemde Tello, Delgado, Nobre ve Cisse baş aktörler. Cisse, bu rolde çok yoruluyor. Ya ağırlığı kaldıracak ya da çökecek. Denizli, "meydan okuyan" bu oyun kurgusunda iki büyük talihsizlik yaşıyor ve yaşayacak. Orta dörtlünün sağ ve solu hücum üretmiyor. Serdar Kurtuluş ve İbrahim Üzülmez yerine bu bölgelerde iki yeterli adamı olsa Beşiktaş birden bire "süper takım" sınıfına geçecek. Denizli'nin bir başka şanssızlığı ise bu iki oyuncunun alternatiflerinin de zayıf oluşu. Serdar Özkan hücumda iyi, savunmada zayıf. Ali Tandoğan, Ekrem ve Aydın Karabulut da istikrarsız. Denizli, ortanın sağına ve soluna çözüm bulursa alır başını gider. Bulamazsa kumarda işi zor.